DEVAM: 3- AY HALİ
KADININ KOCASININ BAŞINI YIKAMASININ VE TARAMASININ CAİZ OLDUĞU, ARTlĞININ
TEMİZ OLDUĞU, KUCAĞINA YASLANARAK KUR'AN OKUNABİLECEĞİ BABI
11 - (298) وحدثنا
يحيى بن يحيى
وأبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب (قال
يحيى : أخبرنا.
وقال الآخران:
حدثنا أبو
معاوية) عن
الأعمش، عن
ثابت بن عبيد،
عن القاسم بن
محمد، عن
عائشة؛ قالت: قال
لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "ناوليني
الخمرة من
المسجد" قالت
فقلت: إني
حائض. فقال "إن
حيضتك ليست في
يدك".
[:-687-:] Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb
de tahdis etti. Yahya rivayetinde bize Ebu Muaviye, A'meş'ten haber verdi
derken, diğer ikisi tahdis etti, dediler. (A'meş) Sabit b. Ubeyd'den, o Kasım
b. Muhammed'den, o Aişe'den şöyle dediğini nakletti:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) mescitten bana: "Seccadeyi bana uzatıver" buyurdu.
Ben: Ay haliyim dedim. O: "Şüphesiz ay hali (kanı)n elinde yoktur "
buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 261; Tirmizi, 134,271,382
NEVEVİ ŞERHİ: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescitten
bana: Bana seccadeyi uzat. .. buyurdu ... " Seccade (el-humra) ile ilgili
olarak Herevi ve başkaları der ki: Humra seccade denilen bildiğimiz şeydir. Bu
da bir kimsenin se cde ederken yüzünü üzerine koyduğu hasır ya da ince hurma
çubuklarından dokunmuş parçaya denilir. Herevi ve çoğunluk böyle
açıklamışlardır. Aralarından bir topluluk ise bunun ancak denilen bu miktarda
olanına bu adın verileceği ni açıkça ifade etmişlerdir.
el-Hattabi
dedi ki: Humra, namaz kılanın üzerinde secde ettiği seccadedir.
Ebu
Davud'un Süneninde İbn Abbas (r.a.)'dan şöyle dediği rivayet edilmektedir: Bir
fare gelip kandil fitilini çekmeye başladı, onu sürükleyip, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde üzerinde oturmuş olduğu seccadenin
üzerine bıraktı. Onun bir dirhem kadarlık bir yerini de yaktı." İşte bu
rivayet "humra (denilen seccade)"nin yüzün miktarından daha fazla bir
yer tutan böyle bir örtü hakkında kullanıldığını açıkça ifade etmektedir.
(3/209) Buna humra denilmesinin sebebi ise yüzü tahmir etmesi yani örtmesi
dolayısıyladır; çünkü tahmirin asıl anlamı örtmektir. Kadının başörtüsüne
"himar" denilmesi de bundan dolayıdır. Aklı örttüğünden ötürü de
şaraba "hamr" adı verilmiştir.
Aişe
(r.anha)'nın: "Mescitten" sözü ile ilgili olarak Kadı İyaz (r.a.)
şunları söylemektedir: Yani Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bu sözlerini
mescitten söylemiştir. Yani Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescitte
bulunuyorken seccadeyi kendisine mescidin dışından uzatmasını söylemiştir.
Yoksa Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bu seccadeyi kendisi için
mescitten çıkartmasını emretmiş değildir. Çünkü Allah Resulü zaten mescitte
itikatta idi, Aişe (r.anha) ise kendi odasında ve ay hali idi. Bunun delili de
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Senin elinde ay hali
yoktur" demiş olmasıdır; çünkü o elini mescide sokmaktan korkmuştu. Eğer
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona mescide girmesini emretmiş
olsaydı, özelolarak eli sözkonusu etmesinin bir anlamı olmazdı. Allah en iyi
bilendir.
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Senin elinde ay hali yoktur"
buyruğunda "haydatuki: senin ... ay hali" lafzında ha harfi
fethalıdır. Rivayette meşhur olan ve sahih olan da budur. İmam Ebu Süleyman
el-Hattabt şöyle demektedir: Muhaddisler bu kelimeyi "hayda" şeklinde
ha harfi fethalı olarak söylerler ama bu hatadır. Doğrusu ise durum ve vaziyet
bildirmek üzere ha harfinin kesreli okunmasıdır.
Ancak
Kadı lyaz, Hattabl'nin bu açıklamasını kabul etmeyerek burada doğrusu
muhaddislerin söylediği gibi fethalı okunacağıdır; çünkü maksat kandır. Buna da
ha harfi fethalı olarak "hayz" denildiğinde şüphe yoktur. Çünkü Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Senin elinde değildir, yoktur"
demesi ise, mescitten uzak tutulması gereken necaset olan ay hali kanı senin
elinde değildir demektir. Bu ise (3/210) Ümmü Seleme'nin rivayet ettiği:
"Ay hali iken giyindiğim elbiselerini aldım" şeklindeki sözlerinden
farklıdır. Buradaki "ay hali" kelimesinde ha harfinin doğru okunuşu
kesreli okuyuştur demiştir. Kadı lyaz'ın yaptığı bu fethalı okuyuş tercihi
burada zahir olan okuyuştur. Bununla birlikte Hattabi'nin sözlerinin de
açıklanabilir bir tarafı vardır. Allah en iyi bilendir.
12 - (298) حدثنا
أبو كريب.
حدثنا ابن أبي
زائدة عن حجاج
وابن أبي
غنية، عن ثابت
بن عبيد، عن
القاسم بن محمد،
عن عائشة؛
قالت: أمرني
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أنا أناوله
الخمرة من
المسجد. فقلت:
إني حائض.
فقال "تناوليها.
فإن الحيضة
ليست في يدك".
[:-688-:] Bize Ebu Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî
Zaide Haccac ile Ebu Ganiyye'den, onlarda Sabit b. Ubeyt'ten o da Kaasım b.
Muhammed'den o da Aişe'den naklen rivayet
etti. Şöyle demiş:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) mescitten bana seccadeyi uzatmamı emretti. Ben: Ay haliyim
dedim. O:
"Sen onu bana uzat.
Çünkü senin elinde ay hali yoktur" buyurdu.468
DAVUDOĞLU AÇIKLAMASI:
299.sayfada.